Sevgili SİGD Ailesi,
Umarım tüm üyelerimizin keyfi yerindedir.
Geçen akşam, uyku tutmayınca klasik bir şekilde Netflix’e daldım. Bir şey bulamayınca da, “bir daha izlemek ister misin?” diye önerilen Süperman serilerinden birine tıkladım. “Biraz izlerim, sonra yazımı yazarım” diye düşünüyordum. Ama 3 saatlik film yetmedi, devamını da izledim ve sabahı ettik tabi..!
Bu saatte yazıyı yazmak da çok mümkün değil tabi, en azından konusunu belirleyeyim dedim. Bu kadar süper kahraman hikayesinden sonra, yazıya başlık kendiliğinden çıktı: “Süper Satıcılar”
Aslında hepimiz hayatımızda fantastik olmasa bile süper diyeceğimiz başarılı işler yapıyoruz. Çoğu zaman da bunun farkında bile olmuyoruz.
Benim de geçmişte farkında olmadan yaptığım ve sonradan gururla hatırladığım birçok anım var. Beni yakından tanıyanlar bilir, genelde hikayelerime “Ben ilkokul 2’de başladım çalışmaya…” diye başlarım. Hatta kızım bile arada “Ben ilkokul 2’deyken…” diye beni taklit eder.
Yaklaşık 40 yılı aşkın bir tecrübe olunca ve dijital dünyayla da aranız iyiyse, birde; durup şöyle bir bakınca, işlerin ne kadar değiştiğini fark ediyorsunuz.
Artık satış ve iş geliştirme süreçlerini etkileyen o kadar çok konu var ki! Özellikle dijital ürünlerin sisteme girmesiyle, müşteri sadakati inanılmaz derecede düştü. Rekabet sadece aynı şehirdeki firmalarla değil; tüm Türkiye’yi, hatta erken kalkan Çinliyi bile kapsıyor.
Ama değişmeyen bir şey var: “Kişisel Motivasyon”.
Benim motivasyonla ilgili ilk hikayem, ilkokuldayken İstanbul Kadıköy’deki çocuk mağazamızda yaşandı. O zamanlar mağazada çırak yardımcısıydım. Mağazanın giriş katı bebek reyonuydu, en üst kat ise en çok para kazandıran sünnet reyonuydu. Her çıktığın kat senin rütbeni arttırıyordu.
Rahmetli Yılmaz dayım, “Ayakkabı katına çıkmak istiyorsan, önce şu taşı kapının önünde birine sat” dedi.
Ooo, ayakkabı katı! Motivasyona bak!
Hemen dışarı çıktım, birkaç kişiye “merhaba” dedim ama olacak gibi değil. Sonunda iki dükkân yanımızdaki eczanenin çıraklığını yapan çocukla anlaştım: Ona dondurma ısmarladım, taşın parasını cebimden verdim ve taşı “sattım”. (!)
Dayımın gözüne girmek için sahte satışın bile önemi yoktu. Gerçi sonra o çırak beni tehdit edip birkaç dondurma daha yedi, ama sonunda taşı boyayıp gerçekten sattım.
O zamanlar benim motivasyonum satış yapmak değil, dayımın gözüne girmek ve bir kat yukarı çıkmaktı .
Neyin sizi motive ettiği çok önemli değil, ama motive olduğunuzda başarıya ulaşma şansınız inanılmaz artıyor.
Motivasyonunuzu artıran en önemli kaynaklardan biri de, bir konuda iyi olduğunuzu ya da iyi olabileceğinizi kendinize inandırmanız. Tabii ki tecrübe çok önemli, ama kendinizi sürekli geliştirmeniz de bir o kadar gerekli.
Çünkü her zaman güncel kalmanız gerekiyor ki, **Süper Satıcılar** arasında yerinizi alabilin.
O zaman ne yapıyoruz?
Satış ve İş Geliştirme Derneğimizi (SİGD) yakından takip ediyor, blog yazılarımızı okuyor, kendimizi güncelliyor ve geliştiriyoruz.
Çünkü hepimiz kendi hikayemizin süper kahramanıyız, değil mi?
Bu arada;
“Sevginin her hâlini kucaklayan herkesin Sevgililer Günü kutlu olsun!” ❤️
Sevgilerimle..
Lütfi Özbilen
SİGD Yönetim Kurulu Başkanı